Evet sizlere anneanne ve dedemizin cocker spaniel'ı Tarçın'dan hiç bahsetmedim sanırım. Kendisi tam bir çılgın olup aynı zamanda çok oyuncudur. Ne yalan söyliyim, Erni iri yarı bir Golden Retriever olduğundan daha ağırbaşlı olduğunu bildiğim için onunla ilgili hiçbir endişem yoktu ama Kavin'in Tarçın'la ilk karşılaşması konusunda bir heyecan yaşamadım değil.
Ama daha ilk karşılaşmalarında bu korkumun yersiz olduğunu gördüm. Köpeklerin çocukları algılayışı, onların masumiyetlerinin farkında oluşları ve onları koruma iç güdülerine tanık olmak o kadar muhteşem ki...
Biz ilk köpeğimiz Pony'yi ben lisedeyken aldık. Pony çok güzel bir terrier idi. Tam 18 sene yaşadı. Kızım kadar olmasam da ben de lise çağında bir çocuktum ve evde sizden ilgi bekleyen, sizi görünce mutluluktan uçan, siz yemek yerken yemeğini yiyen, daima sevgisini gösteren ve sizin ilgilinize muhtaç bir canlıyla yaşamanın ne kadar güzel bir deneyim olduğunu ve insanın kişisel gelişimine ne kadar çok şey kattığını böylelikle gördüm. Onlar her zaman evde diğer çocuk gibi ilgi bekliyorlar ve karşılığında sevgilerini veriyorlar.
Pony'yi 3 sene önce kaybettik ve annemle babam hemen sahiplendirilmek istenen Tarçın'ı aldılar. Biz de eşimle ilk önce dünya tatlısı adeta Garfield'ın ikizi bir sarman kedi olan Müco'yu sokakta bulup evimize aldık sonrasında da daha 1 aylık bir yavruyken Erni paşamızı aldık. Onların olmadığı bir ev düşünemiyorum ve çocuğumun da bu şekilde alışmasına çok seviniyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder